Kadınmışım, kadınmışsın, kadın mı, kaldı mı?
Uzun süredir unutmuşum da ara ara hatırlıyorum kadın olduğumu… Kah zorla, yolda yürürken yediğim laflarla, kah güzellikle, arabanın kapısı tutulunca … Birilerinin gözünde sadece etten ibaretken, birilerinin de gözünde safi beyin...
Yaşanan ilişkiler sayesinde nasıl biri olduğumu, nasıl bir kadın olduğumu anlayabiliyorum ve asıl önemlisi nasıl algılandığımı daha net fark ediyorum… Bak şimdi, bu da olmadı ki, nereye kadar hep başkalarının gözünden kendime bakmaya devam edebilirim, cık cık. Geçenlerde bir arkadaşım, gece dışarı çıkarken soruyo, "o kırmızı ruju sürmek istiyorum ama geçen hafta herkes dalga gecti diye silmek zorunda kaldım, ne yapsam acaba?". Allah allah, yani neden, sen sevdiysen sür, tabii kırmızı ruju taşımak o kadar kolay değil ama kuralına göre makyaj yaparsan her daim taşıma şansın var.. 5 kişi kötü dedi diye kırmızıya da ruja da küsmek mi lazım? Herkes belirli kalıplar içinde ya kayboluyor ya da sivirilip parlıyor…
Son günlerde çok ama çok fazla küfürlü konuştuğumu, oturup kalkmamın ne kadar da erkek egemen olduğunu farkettim. Bir de üstüne üstlük bunları gururla yaptığımı da fark etmem ayrı bir olay..
Bakıyorum da uzun zamandır, ilkokuldan beri, hep erkeklerin yaptığını yapmaya çalışmışım, misal en sevdigim oyun futboldu, neden? Ağabeyimin kızkardeşi olduğumdan mı, sürekli sokakta oynadığımdan mı? Aman laf atmasınlar diye hep pantolon giymekten mi, yeni yeni çıkan memelerden utanıp yıllarca sporcu sütyeni kullanmaktan mı ? Yoksa yine erkek egemen bir toplumda, erkeklerin sözü geçtigi, pohpohlandığı bir piyasada calışmamdan mı?
Ben de gelinliğimi hayal ediyordum, ben de pamuk prenses oldum zamanin da hatta işin doğrusu kul kedisi ama çok ufaktım yahu, çok ufak. New Kids on the Block dinlerken baktım abimin metalci çevresi daha eğlenceli, Sindy bebeğimin saçalarını kestim, etek yerine pantalon giydirdim, en yakın arkadasi He-Man oldu, Conan en sevdiğim çizgi kahramanim, idolum de pek tabii Kizil Sonya. Ne ara bacaklarımı aça aça yürmeye başlayıp, küfrü hayatımın vazgeçilmez bir parçası haline getirdim de prenses olduğumu unuttum, utanmasam yakında hayalarımı avuçlayıp gezeceğim…
Anaaam, bir de topuklu ayakkabı durumu var tabii. Her kadının gönlündeki yüksek ökceler, kutularında çürümeyi beklerler. Kadın gibi hissetmenin en şık yolu. Var var da nerde topuklu giyecek yürek, yol, kaldirim. Daha düz yolda yürümeyi beceremezken bir de topuklu giyince, gel eğlenceye… Zaten topukluyla yürümeyi beceremeyen hiç giymesin, ne o öyle gibi dizleri kıra kıra yürümek. Gerçi bu konuda şanslılardanım zira rahat yürüyorum topukluyla sadece iş hayatımda ve gündelik yaşamımda yer bulamıyor narin ayakkabılarım kendine.
İş hayatının her kolunda pozitif ya da değil, kadınlara karşı ayrımcılık var. Bir kere düşünün bir kadına uzun süreli yatırım yapmıyorlar, neymiş evlenip doğuracakmış da işi aksatırmış da, falan filan. Eh böyle olunca ne oluyor bir çok kadın ya saklıyor ya da hayata karşı düşüncelerini değiştiriyor. Zorlu bir rekabet ortamından sonra da asıllar unutuluyor dayatılanlar benimseniyor. Yuvarlak hatlar içinde sıkışmış hayaller ve tercihler...
İş hayatının her kolunda pozitif ya da değil, kadınlara karşı ayrımcılık var. Bir kere düşünün bir kadına uzun süreli yatırım yapmıyorlar, neymiş evlenip doğuracakmış da işi aksatırmış da, falan filan. Eh böyle olunca ne oluyor bir çok kadın ya saklıyor ya da hayata karşı düşüncelerini değiştiriyor. Zorlu bir rekabet ortamından sonra da asıllar unutuluyor dayatılanlar benimseniyor. Yuvarlak hatlar içinde sıkışmış hayaller ve tercihler...
Uzar gider konu böyle de kadın olmaktan utanmak, kadınca seyler düşünüyor olmaktan kaçınmak, kadınlığı becerememek, üzerimizde taşıyamamak ana mevzuu. Yazık bize, ne hale gelmişiz. Acaba biz mi gelmişiz, ya da şartlar yüzünden dönüşmüşüz bu hale? Halbuki kadın olmak güzel, vallahi billahi güzel. Asıl güç bizde... Bir de alımlıysan, bir de bakımlı olup, kendine güvenebiliyorsan, kendi değerinin farkındaysan, değmesinler keyfine… Düşünsenize şöyle yolda süzüle süzüle, başın dik yürürken, herkes hayran, laf atmaya bile korkarlar… Bir parça et muamalesinden çok hayranlığı fark edersin bakan gözlerde.
Annem hep der “Kızım, bir allık bir ruj sür dışarı çıkarken, hem sen kendini çok daha iyi hissedersin”… “Amaaaan anne yaa, ne uğraşacağım, hem kim görücek bu saatte!?”lerden kaçınıyorum artık. Her daim çantamda makyaj çantam var (eh her zaman kullandığım söylenemez ama bu da bir gelişme). Amacım birisine bir şey göstermek değil, öncelik kendimi iyi hissetmek, kadın olduğumu kendime fark ettirmek. Kadınlığımla barışmak, kadınca düşüncelerimden kaçmamak. Bu arada makyaj yapınca mı kadın olunuyor demeyin, örnekti bu!
.. ah ahhhh, bir de çevremizdeki erkek kişiler bizim kadın olduğumuzu hatırlasa..
.. ah ahhhh, bir de çevremizdeki erkek kişiler bizim kadın olduğumuzu hatırlasa..